Hizmet Sözleşmesi Kullanım Koşulları Sözleşme

Hizmet Sözleşmesi Kullanım Koşulları Sözleşme

Maddesine göre idare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararları ödemekle yükümlüdür. Bu suretle idarenin sorumluluğu Anayasa prensibi olarak kabul edilmiştir. Ancak, Anayasada idarenin sorumluluğunun hangi esaslara göre belirleneceği belirtilmemiş, bu meselenin halli doktrin ve yargı kararlarına bırakılmıştır. Bugün idarenin sorumluluğu hizmet kusuru ve kusursuz sorumluluk ilkelerine dayandırılmaktadır. İster hizmet kusuru isterse kusursuz sorumluluk ilkelerine dayandırılsın genel olarak idarenin tazmin borcunun doğabilmesi için bir zararın mevcudiyeti, zarara yol açan eylemin idareye yüklenebilir nitelikte bulunması, zarar ile eylem arasında illiyet bağının bulunması zorunludur. Ayrıca kararda eleştirilmesi gereken bir husus da, oda hapsi cezasının asıl olarak Sözleşmenin 5. Maddesinde düzenlenen kişi özgürlüğünün ihlali olduğu ve 5. Fıkrasında, yakalanan ve tevkif sebebi ile hürriyetinden mahrum bırakılan her şahsın hürriyeti tahdidin kanuna uygunluğu hakkında kısa bir zamanda karar vermesi ve keyfiyetin kanuna aykırı görüldüğü takdirde tahliyesini emretmesi için bir mahkemeye itiraz eylemek hakkını haiz olduğunun belirtmesine rağmen AYİM kararında 5. Halbuki norm çatışması asıl olarak, Sözleşmenin 5. Fıkrası ile 1602 sayılı Kanunun 21/3 maddesi arasındadır. Ancak AYİM, sözleşmede düzenlenen bu hakların, Anayasanın 36/1. Maddesinde yer verilen “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma hakkına sahiptir.” ve 40/1.

Kırmızı ekip üyeleri modelin, ABD ihracat kısıtlamalarını ihlal etme olasılığı daha yüksek olan şirketler de dahil olmak üzere, bir silah yapımında kullanılabilecek tesis kiralama, ekipman ve şirketler hakkında faydalı bilgiler ürettiğini tespit etmiştir. Tehdit aktörleri, yukarıdaki Diğer Sistemlerle Etkileşimler bölümünde vurgulandığı gibi, GPT-4’ ü internet taraması ve açık kaynak araçlarıyla birleştirmekten de faydalanabilir. Bazı önyargı türleri, reddetme eğitimi yoluyla, yani modelin belirli sorulara yanıt vermeyi reddetmesi sağlanarak azaltılabilir. Bu, bir grup insanı açıkça aşağılayan içerik üretmeye çalışan yönlendirici bir soru olduğunda etkili olabilir\. Jackpot oyunlarına gir, hayatını değiştirecek kazançlar elde et. parimatch güncel giriş\. Bununla birlikte, reddetmelerin ve diğer hafifletmelerin bazı bağlamlarda önyargıyı daha da kötüleştirebileceğini[35] veya yanlış bir güvence duygusuna katkıda bulunabileceğini belirtmek önemlidir.[43] Ayrıca, farklı demografik özellikler veya alanlar arasında eşit olmayan reddetme davranışının kendisi de bir önyargı kaynağı olabilir.

  • Yukarıda gördüğümüz gibi, hem gelişmiş dil modeli yetenekleri hem de sınırlamaları, bu modellerin sorumlu ve güvenli bir şekilde toplumsal olarak benimsenmesi için önemli zorluklar oluşturabilir.
  • SATICI şifrenin yanlış̧ kullanımından doğacak problemlerden kesinlikle sorumlu değildir.
  • AYİM uygulamalarında disiplin cezalarının konu unsuru yönünden denetim, aslında disiplin cezası olmayan idari uyarı yazılarının disiplin cezası kabul edilerek kayıtlara geçirilmesi işlemlerinde ortaya çıkmaktadır.
  • Sonuç itibariyle oda ve göz hapsi disiplin cezası iç hukukumuza göre bir mahkeme kararına dayanmadan disiplin amirlerince idari kararla verilebilen ve niteliği itibariyle de kişinin fiziki özgürlüğünü sınırlayan bir idari işlemdir.

Genel hükümler çerçevesinde ALICI’nın ürün ve/veya hizmetin bedelini ödeme ve teslim alma yükümlülüğü, SATICI’nın İşe ilanda ve ön bilgilendirme metninde içeriğini ve şartlarını belirttiği ürün ve/veya hizmeti teslim etme yükümlülüğü doğmuş olur. Bundan sonra taraflarca anlaşılan ürün ve/veya hizmet bedeli ALICI tarafından Şirket’in ‘’tam güvenceli Hesabı’na ödenmek zorundadır. Bu hesaptan başkaca bir hesaba ödenen paralar için Şirket’in hiçbir şekilde sorumluluğu bulunmamaktadır. ALICI’nın bedeli hiçbir şekilde ödememesi halinde ihtara gerek olmaksızın sözleşme kendiliğinden ve derhal fesih olmuş olur. Üyelerin, gerçek veya tüzel kişi adına satın aldıkları mal ve/veya hizmetler için yalnızca tek bir kullanıcı adı ve şifre verilir ve sadece satın alan gerçek kişi üzerine kaydedilerek o kişinin kullanımına izin verilir. Şifrenin kullanıcı tarafından 3.kİşilerle paylaşılması sözleşmeye aykırılık oluşturur. Bunun tespit edilmesi durumunda SATICI, izinsiz paylaşım yapılan kişi sayısı kadar sözleşme bedelini ihlali yapan üyeden talep etme ve sözleşmeyi tek taraflı olarak hâkli nedenle fesih etme hakkına sahip olur. Üyelerin birden fazla üyelik hesabi oluşturmaları, satın aldıkları mal ve/veya hizmeti birden fazla kişinin yararlanmasını sağlayacak şekilde kullanmaları ve/veya devretmeleri kesinlikle yasaktır. Bu hususun tespiti şirket yetkilileri tarafından bağlanılan İP üzerinden yapmaları mümkündür. Üyeler, Şirket’in yazılı onayı olmadan bu sitede sahip oldukları hakların hiçbirini ve üyelik hesaplarını 3. Kişilere devir edemezler, kiralayamazlar, satamazlar, 3.kİşilere yarar sağlayacak şekilde hiçbir eylemde bulunamazlar.

Esasen idare başvurması yasak olan bir yolla, işlemi yasal olmayan bir sürece tâbi kılmakta; böylece bir bakıma kılık değiştirmiş cezaî işlem yapma yasağı ihlalinden dolayı işlemi bütünü itibariyle ve baştan sakatlanmaktadır. Zira, kanunun öngördüğünden ayrı ve denetime kapalı bir hukukî zemine oturtmakla işleme farklı bir mahiyet kazandırmaya imkan yoktur. AYİM’nin ilk özelliği taşıyan bu kararından sonra, YAŞ kararlarını “yokluk teorisi” ile sınırlı olarak denetlemiş ve disiplinsizlik ve ahlaki durumları sebebiyle ayırma işlemi uygulanan personel hakkındaki YAŞ kararlarının yok hükmünde olduğuna karar vermiş ve bu astsubayların sağlık nedeniyle emekli edilmelerini sağlamıştır[708]. AYİM istikrarlı bir şekilde YAŞ kararlarının yargı denetimine kapalı olduğunu ancak yok hükmünde olup olmadıkları açışından denetime tabi tutulabileceğini kararlarında belirtmektedir[709]. 1982 Anayasası’nda ise; 1961 Anayasası’ndan farklı olarak bazı idari işlemler yargı denetimi dışında bırakılmıştır.

Görevin, keyfi bir şekilde ya da bazı kişisel veya toplu hak arama vb. Nedenlere dayalı olarak bırakılması söz konusu olamaz[197]. Devlet memurları, görev sırasında, hiyerarşi zinciri içinde amirlerinin verecekleri görev ve emirleri saygı içinde yerine getirmek zorundadırlar[185]. Saygının ölçüsü, örf ve âdete göre genel kabul görmüş hare­ket tarzlarıdır. Kusurlu olarak bu prensiplere uymamak ise kına­ma cezasını gerektirir[186]. “Arkadaşları arasında söz veya fiilleri ile hoşnutsuzluk yaratanlar 1 aya kadar oda veya göz hapsi ile cezalandırılırlar” (477 SK m.57). Maddedeki “sövmek” ve “hakaret etmek” fiilleri TCK’nun 125. Maddesinde[148] düzenlenen “hakaret” suçu ile eşdeğer anlamdadır. Hakaret, bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat etmektir. Asta isnat olunan somut fiilin gerçek olup olmaması­nın, hakaret suçunun oluşması bakımından bir önemi yoktur. Sövmek ise, bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldırmaktır. Asta söylenen sözün onu küçük düşürücü nitelikte olup olmadığını belirlerken, TSK ve toplumda hâkim olan anlayışlar ile örf ve adetleri göz önünde bulun­durmak gerekir[149].

Kanaatimizce bu karar gerekçesine de katılmak mümkün değildir. Kararda AİHM kararının kişisel olduğu, muhatabının da idari makamlar olduğu, AİHM kararına dayanılarak yargısal denetim yapılamayacağı belirtilmektedir. Halbuki oda hapsi cezasının kişi özgürlüğünü sınırlayan bir ceza olduğu sonucuna, sadece AİHM’nin yorumu ile değil, AsCK’nun 19., 21. Maddelerindeki açık düzenlemeler ile ulaşılmaktadır. İç hukukumuz oda ve göz hapsi cezalarını hürriyeti bağlayıcı ceza olarak kabul etmiştir. Maddesi gereği Sözleşmeye aykırı şekilde özgürlüğü sınırlanan kişilerin mahkemeye başvurma hakları bulunmaktadır. AYİM bu kararında adeta çatışmanın, iç hukuk normlarıyla AİHM’nin yorumu arasında olduğunu ve AİHM’nin yorumunun iç hukuk normlarını etkisiz kılamayacağını ifade etmektedir. Maddesini hiç dikkate almayarak hatalı bir sonuca ulaşmıştır. İdari uyarı yazılarının yargı denetimine tabi tutulamayacağını savunan görüşler de bulunmaktadır. Bu davadaki somut olayda söz konusu yazının davacının özlük dosyasına konulmuş olduğunu da belirtmek gerekir. Keza disiplin cezası olmayan uyarı yazılarının idari yargı denetimine tabi tutulup tutulmayacağındaki AYİM kriterlerinden birisi de bu yazıların üst makamlara bildirilmesi ve özlük dosyasına konulmasıdır. Oda hapsi disiplin cezası, niteliği itibariyle bir idari işlemdir.

AYİM bir kararında[724]; 1602 sayılı Kanunun 21. AİHM, genel olarak askerlik ve polislik gibi mesleklere ilişkin disiplin cezalarını, barolar ve meslek odası gibi kurumların üyelerine uyguladığı disiplin yaptırımlarını 6. Bu husustaki kriter Pellegrin kararı ile ortaya konmuştur. Maddenin korumasından yararlanamayacaklarına karar vermiştir[590]. Katıksız hapis kısa hapis cezalarının biri ve en ağırıdır. Mahkeme hükmü veya disiplin âmirinin buyruğu ile verilebilir.

Hakkın sınırlanması veya bireylerin açıklamaya zorlanması mümkün değildir[618]. Fıkrasında sınırlanan sadece din ve inancı açıklama özgürlüğüdür. Özel hayat hakkı, hayatını bizzat ve bağımsızca yönlendirme ve istediği şekilde yaşayabilme ile kendisine sakladığı bilgi, duygu ve olguların gizliliğinin korunması konularını, aile hayatının gizliliği, evlenme hakkını ve cinsel yaşam özgürlüğünü kapsar[611]. Anayasa’nın “özel hayatın gizliliği” başlıklı 20/I’ maddesine göre; “Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz”. Yeri gelmişken bir hususu da açıklamakta fayda vardır. Disiplin Mahkemelerince verilen cezalar idari nitelikte mi yoksa yargısal nitelikte midir? Bu sorunun cevabı Disiplin Mahkemelerinin İdari nitelikte bir kurul mu yoksa Yargı fonksiyonu içerisinde faaliyet gösteren bir mahkeme mi olduğunun irdelenmesinden geçmektedir. Maddeye ek cetvelde de, disiplin amirlerinin hangi rütbelerde, hangi personele ne kadar ceza verebilecekleri yer almaktadır.

TSK personelinin terfi, nitelikli görevlere atanma, yurt dışı görevlere, kurslara seçilme, kurmay subay olma gibi konularda disiplin cezalarının çok büyük etkisi bulunmaktadır. Ancak Aşağıda da ayrıntılı şekilde açıklanacağı üzere disiplin amirleri tarafından verilen disiplin cezaları yargı denetimi dışında tutulduğundan bu cezaların yargısal denetimi ancak “yokluk” hali ile sınırlı olarak yapılmaktadır. Benzer bir davada disiplin amiri tarafından disiplin suçu teşkil eden eylemin kanundaki karşılığı madde numarası yerine, askeri mahkemenin görev alanında giren bir suçun madde numarası yazılmıştır. AYİM bir kararında; davacının, bir mesajın yanlış silsile ile iletilmesi nedeniyle Komutan Yb. A…’nın kendisini çağırarak bu konu ile ilgili uyarıda bulunduğunu, birkaç hafta içinde Yb. Dava dilekçelerinde verilen disiplin cezalarının AİHS’ne aykırılığı ileri sürülmüş olmasına rağmen AYİM’nin kararlarında bu hususun hiç tartışılmadığı kararları da bulunmaktadır[803].

Laisser un commentaire

Votre adresse e-mail ne sera pas publiée. Les champs obligatoires sont indiqués avec *